üniversite kursu ankara






ekmeğini yemek deyimi


(1) birisinin işinde çalışarak kendi geçimini sağlamak. (2) geçim yönünden birinin yardımından yararlanmak, örnek: Oğlan hala babasının ekmeğini yemekteydi.









Son Sorgulanan Deyimler

Deyim

Anlamı

(1) birisinin işinde çalışarak kendi geçimini sağlamak. (2) geçim yönünden birinin yardımından yararlanmak, örnek: Oğlan hala babasının ekmeğini yemekteydi.

bir alanın, bir yerin bir sınırından öteki sınırına değin. örnek: Soğuk dalgası yurdu bir baştan bir başa sardı.

(1) bir şeyi alıp göğsüne bastırmak. örnek: Kitabı bağrına basmış gidiyordu. (2) birini, göğsü üzerine yaslayıp sevmek, içtenlikle, sevgiyle kucaklamak. örnek: Kadın, çocuğu bağrına basmak istiyordu. (3) mecaz birini yanma alıp sevgi ve sevecenlikle yetiştirmek, ona el uzatmak. örnek: Adam, delikanlıyı bağrına basmıştı.

 Aklın eremeyeceği biçimde ortadan kaybolmak.

hiç beklenmedik bir zamanda kapı çalınarak yada kapıyı çalarak, örnek: Öyle çat kapı gelenler bulduklarıyla yetinmelidir.

(1) bir arada bulunmak. (2) (biriyle) cinsel ilişkide bulunmak, örnek: Onunla birkaç kez birlikte olduk.

tkz. keyfince gezip tozmak, oynayıp zıplamak, istediğince, gönlünce gezip eğlenmek, örnek: Evde fareler fink atıyordu.

evlenerek bir aile kurmak.

birbirinden hiç ayrılmayan saf ve sevimli iki kafa dengi için söylenir.

saygısızca, kötüleyici sözler söylemek, ör. Ona dil uzatmaktan utanmalısın.

en küçük bir eleştiriye bile dayanamayacak denli kendini büyük görmek, her yaptığını beğenmek, kendisine hiç söz söyletmemek, çok huysuz ve kibirli olmak. örnek: Artık burnundan kıl aldırmaz oldu, oysa dostlarını dinlemeli.

argo iki ya da daha çok kimse arasındaki aşırı senlibenliliği anlatmak için kullanılır.

Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024

Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.
anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.